ORTODONTİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARINA GENEL BİR
BAKIŞ
Ülkemizde son yıllarda
yaygınlaşan ve önemi kavranan ortodontik
tedaviler, sadece estetik kaygılar
gözetilerek yapılan bir tedavi şekli
değildir.Genelde çapraşık olan dişlerin
tellerle düzenlenmesi olarak bilinse de,
ortodontik tedavilerin kapsamı çok geniştir.
Sağlıklı bir çiğneme fonksiyonunun
sağlanması, çene ekleminin sağlığının
korunması, köprü gibi ağız içinde doğal
olmayan yabancı protetik restorasyonların
kullanımının önlenmesi, çene kemiği içinde
gömülü kalan dişlerin yerine çıkarılması,
kötü alışkanlıkların önlenmesi, anormal kas
fonksiyonlarının düzenlenmesi, dudak-damak
yarıklarının tedavisi, çene ameliyatları
gibi daha bir çok alana hizmet etmektedir.
Ortodontik tedaviler hakkında ki bilgi
yetersizliği bu tedavi şekli üzerinde yanlış
kanıların olmasına neden olmuştur.
Ortodontik tedaviler
için belirli bir yaş dönemi yoktur. Değişik
yaş dönemlerinde değişik bozukluklara
müdahale edilmektedir. Bebekler, küçük
çocuklar, gençler, yaşlılar rahatlıkla
ortodontik tedavi görebilir.Ortodontik
tedaviler genelde 1–3 yıllık uzun
tedavilerdir. Aktif tedavi bittikten sonra
belli bir süre mevcut tedavi edilmiş durumun
korunması için pekiştirme tedavisi
gerekmektedir.Ortodontik tedavide kullanılan
malzemeler, teknolojik gelişmelerle sürekli
değişkenlik gösteren değerli
malzemelerdir(Nikel-titanyum esaslı hafızalı
teller, floru salgılayan özel yapıştırıcı
ajanlar, porselen broketler…
gibi).Ortodontik tedaviler, basit olarak
sabit ve hareketli tedaviler olarak ikiye
ayrılmaktadır. Hareketli apareylerle yapılan
tedaviler, hasta tarafından takılıp
çıkarılabilen ancak oldukça kısıtlı kullanım
alanına sahip aygıtlarla yapılmaktadır
(birkaç dişin düzelmesi, vidalar yardımı ile
çene genişletilmesi vb.). Sabit tedavi ise
dişlerin ön üzerlerine yapıştırılan
braketler ve onların üstünden geçen tellerin
hasta tarafından çıkarılması mümkün
değildir. Belirlenen seanslarla doktor
tarafından teller değiştirilerek ve ya
aktive edilerek süregelen bir tedavi
şeklidir. Estetik kaygısı olan hastalar
için, porselen braketler
kullanılabilmektedir. |
|
Ortodontik tedavide
ağız dışı aygıtlarla da yaygın olarak
kullanılır. Bu aygıtlar boyunda, kafa
üstünde, çene ucunda olacak şekilde
konumlanabilmektedir. Tedavi genellikle
yatarken kullanılması tavsiye edilerek,
hastanın sosyal yaşantısı üzerinde olumsuz
etkisi azaltılmıştır.
Ortodontik tedavi gören
hastaların ağız bakımına ayrı özen
göstermesi de önemli bir gerçektir.
Hastaların, tedavi sürecinde günde 3 kez
sabah, öğle ve akşam öğününden sonra diş
fırçalaması, oldukça önemlidir. Ağız
bakımına dikkat eden hastalarda, kullanılan
braketlerin, bantlatın, dişlerin üzerinde
lekeler, renkleşmeler, çürük oluşturması söz
konusu değildir.Ortodontik tedavide seanslar
genelde 3–4 haftalık periyotlarla
yapılmaktadır.
ORTODONTİK TEDAVİ ŞEKİLLERİ
Genel olarak
ortodontide kullanılan tedavi şekilleri;
1. Önleyici tedavi
2. Durdurucu tedavi
3. Düzeltici tedavi
4. Pekiştirme tedavisi olarak
sınıflandırılabilir.
|
Önleyici
tedaviler, henüz ortodontik problem
oluşmadan, problem yaratacak
faktörlerin ortadan kaldırılmasını
hedefleyen tedavi şeklidir. Çürük
önlenmesi ve erken kaybedilen süt
dişlerinin yerine yer tutucu yaparak
korunması önleyici tedavilerdendir.
Durdurucu tedavide ise başlangıç
halindeki problemler, nedenler
ortadan kaldırılarak engellenmeye
çalışılır. Bu guruptaki uygulamalar,
ankiloz süt içerir. Düzeltici
tedaviler ise ortaya çıkmış
anomalilerin ortadan kaldırılmasını
içerir ki tedavisi aktif ortodontik
tedaviler sonrasında elde edilen
durumun muhafaza edilmesini sağlayan
tedavilerdir.
ORTODONTİ
TEDAVİDE UYGULANAN YAŞ DÖNEMİ?
Ortodontik tedavilerin
uygulandığı yaş dönemine ait oldukça
yanlış bilgiler mevcuttur. Özellikle
erişkin yaşlarda ortodontik tedavi
uygulanamayacağı düşüncesi
yaygındır. Hastalara sahip oldukları
anomalilere bağlı olarak, farklı
dönemlerde müdahale edilmesi
gerekmektedir.Genel hatlarıyla,
erken tedavi süt dişi döneminde (5–8
yaş) veya karışık dişlenme döneminde
müdahale edilmesi gereken bazı
problemler basitçe şöyle
sıralanabilir.
Süt
dişlerinin erken kaybı
Halk arasında yaygın olarak
önemsiz olarak algılanan bir
problemdir. Süt dişlerinin altından
yeni kalıcı dişlerin çıkması
beklendiği için erken kayıplar
önemsenmez. Ancak süt dişlerinin
kaybı sonrası yerleri korunmadığı
takdirde bu hastaların, ileride
gerçek düzeltici tedavi gerektiren
zorlu ortodonti vakalarına
dönüşeceği bilinmemektedir. Süt
dişlerinin normalde düşmesi gereken
yaşlara kadar (süt ağzı dişleri için
bu yaş genelde 10–12 yaşları
arasındadır.) ağızda tutulması esas
olmalıdır. Çürüyen süt dişleri,
tedavi edilmelidir. Eğer erken
çekilme zorunluluğu varsa mutlak
olarak yerlerine koruyacak alttan
gelecek kalıcı dişlerin sağlıklı
sürmesini sağlayacak hareketli veya
sabit yer tutucu apareylerinin
yapılması şarttır.
Çapraz
kapanışlar
Üst çenenin dar olması,
erken düşen süt dişleri, erken
anormal temaslar, ağızdan solunum
yapılası gibi problemler ile ortaya
çıkan arka veya ön bölgede dişlerde
görülen çapraz kapanışlardır.
Tedavisinde ise çapraz kapanışları
düzeltecek hareketli veya sabit
apareyler kullanılmaktadır. Bu
durumlar genelde vidalı hareketli
apareylerin yardımıyla tedavi
edilmektedir. |
Kötü alışkanlıkların
önlenmesi
Parmak, dil, dudak emme, dil
dayama gibi dişlerde ve çene
yapısında kalıcı
deformasyonlara neden olan
fonksiyonel problemlerin tedavisinde
bu dönem içinde acil yapılmalıdır.
Tedavide alışkanlığı kırıcı (parmak
emme gibi), dil önleyici apareyler
yapılır. Bu problemler mümkün
olduğunca erken müdahale edilmesi
gereken acil problemlerdir.
Hastaların gelişim-büyüme atarından
yararlanarak tedavi ettiğimiz
çenelere ait iskeletsel
bozukluklarda mevcuttur.
Genelde bu
gelişim-büyüme atarı kız çocuklarda
11–12 yaşlarında iken, erkek
çocuklarda ise 12–13 yaşlarındadır.
Ancak bu dönem hastalara göre
değişiklik gösterebilirken, iyi
tespiti el-bilek radyografileri ile
yapılabilmektedir. Bu hastalarda alt
çene, üst çene veya her ikisi birden
yanlış konumda bulunabilmektedir. Bu
tedavide amaç yanlış konumlanmış
çenenin, fonksiyonel aygıtlarla
normal konuma getirilmesi ve çevre
dokularının fonksiyonlarının
düzeltilmesidir.
Genelde bu aygıtları takiben
dişlerin düzeltilmesi için sabit
ortodontik tedavilerde
gerekmektedir. Bu tür anomalilerde
uygun yaş döneminde yapılan
tedavinin önemi büyüktür. Çünkü
iskeletsel bozukluklarda gelişim
büyüme tamamlandıktan sonra, çene
ilişkilerinin geliştirilmesi ancak
cerrahi ameliyat girişimleri ile
mümkündür.
Dişsel
bozuklukların dediğimiz, çapraşık
dişler, yer darlıkları, gömük
dişler,diş bozukluklarının
katılması, çene cerrahisine
hazırlık… gibi daha bir çok
problemim tedavisinde (düzeltici
tedaviler), karışık dişlenme
döneminde (8-11 yaş) başlayarak
40-50 yaşlarına kadar süregelen
oldukça geniş bir zaman aralığında
mümkün olmaktadır.
|
|